HDP EŞ GENEL BAŞKANLARI KIZILAY'IN ÖNÜNDE

Kızılay Genel Merkezi önünde açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanları 'Kızılay’ın başkanı ve yönetimi, bakanlar, küçük ortakları ve Cumhurbaşkanı hepsi hep birlikte istif etmek durumundadır' dedi.

HDP EŞ GENEL BAŞKANLARI KIZILAY'IN ÖNÜNDE

HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar'ın da aralarında bulunduğu heyet, depremzedelere çadır dağıtmak yerine AHBAP Derneği'ne satış yapan Kızılay'ın genel merkezi binasına yürüdü.

Binanın bulunduğu sokağın girişinde polisler tarafından engellenmeleri nedeniyle, Pervin Buldan ve Mithat Sancar polis barikatı önünde açıklama yaptı.

'Çürümüş düzenin sembolü haline geldi'

Kızılay'ın yolsuzluğa batmış bir düzenin sembolü olduğunu belirten Mithat Sancar, taraftar gruplarının "Hükümet istifa" sloganlarını da hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Depremden sonra ortada görünmeyen, insanları enkaz altında ölüme terk eden, yardım götürmeyen iktidar, bugün burada bir açıklama yapılmasından korkuyor. Şu gördüğünüz tablo çürümüş, yozlaşmış ve yolsuzluğa batmış bir düzenin özetidir. Kızılay bu düzenin sembolü haline gelmiştir. İnsanlar soğukta açıkta ve açken, elindeki malzemeleri kana varana kadar satan güya yardım kuruluşu ve bunları pişkinlikle savunan, etik ve ahlaki olmayan duruşu. Ahlak yok, arlanma yok, utanma yok ama polis gücüyle insanları susturmak için; bütün bu rezaletleri, hukuksuzlukları, çürümüşlüğü dile getirmeyi engellemek için her şeyi yapıyorlar. Ama susturamazlar. Halkı susturamazlar, bizleri engelleyemezler. Yükselen çığlıklar bu pisliğe batmış düzenin sonunu getiriyor. Bunun farkındalar. Tribünlerden yükselen sesten korkuyorlar.

'Halk hakkını helal etmeyecek'

Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanlarının milletvekilleri ile açıklama yapmasından korkuyorlar ama kendi suçlarını bunlarla gizleyemezler. Suçlarını yüzlerine vurmak için buradayız. Bütün bu kirliliğin, rantın, yandaşa peşkeş çekme politikalarının daha görünür olması için buradayız. Sözümüzü her yerde söyleyeceğiz. Bunu engelleyemeyecekler. Bu düzenin sorumluları en tepeden en aşağıya kadar hesap verecek. İstifa ahlaki bir erdemdir, siyasi bir gerekliliktir. Ne bir erdem var ne de siyasetin demokratik kurallarına en ufak bir saygı var bu iktidarda. Evet, istifa istiyoruz ama istifa suçları örtmez. Harami düzeninin bütün sorumluları hesap verecekler. Bu düzeni kuran, işleten en tepeden en aşağıya kadar bütün görevliler hesap verecekler. Bu harami düzeni yıkılacak. Harami düzenini kuranların helallik istemeye hiçbir şekilde hakları yok. Halk hakkını helal etmeyecek, hesap soracak."

'Utanç tablosu'

Yaşananları "utanç tablosu" olarak değerlendiren Pervin Buldan ise, şu ifadeleri kullandı:

"Ben de öncelikle bugün burada yaşadığımız bu tablonun bir utanç tablosu olduğunu belirtmek istiyorum. Tam 22 gündür insanlar enkazın altında can verirken, insanlar soğuktan üşürken, insanlar açlıkla baş başa kalırken orada olmayanlar, depremzedelerin yaralarını sarmayanlar, depremzedeleri enkazın altından çıkarmayanlar, onların soğuktan üşümesine göz yumanlar, açlıkla baş başa kalmasına göz yumanlar bugün bizim Kızılay önünde yapacağımız açıklamayı engellediler. Sistemin nasıl çalıştığını bir kez daha gördük. Bu düzenin nasıl sağlandığını bugün bir kez daha gözlerimizle gördük. 

Bizim halkımızın, depremzedelerin vergileri ile alınan çadırlar depremzedelere para ile satılmış. İşte düzenin nasıl işlediğinin göstergesidir bu. 

'Tüm sorumlular istifa etmeli'

Hakkımızı helal etmiyoruz, helallik isteyen Cumhurbaşkanına sesleniyoruz: Hiçbir depremzede ve depremde hayatını yitirenlerin yakınları başta olmak üzere Türkiye halkları, tek bir insan bile size hakkını helal etmeyecek. Hiç kimseden helallik istemeyin. Çünkü siz insanların yaşamlarını yitirmesine neden oldunuz. Açlıktan ve soğuktan mağdur olmasına göz yumdunuz. Tek bir yetkili 22 gün geçmesine rağmen istifa etmedi. Bugün bir kez daha söylüyorum. Kızılay’ın başkanı ve yönetimi, bakanlar, küçük ortakları ve Cumhurbaşkanı hepsi hep birlikte istifa etmek durumundadır. İstifa etmezlerse bile onları seçimlerde biz göndereceğiz. Halkımıza bir kez daha söz veriyoruz."